Yaratan, hiç yaratmayan gibi midir?

اَفَمَنْ يَخْلُقُ كَمَنْ لَا يَخْلُقُۜ اَفَلَا تَذَكَّرُونَ ﴿١٧﴾
17- Yaratan, hiç yaratmayan gibi midir? Artık öğüt alıp-düşünmez misiniz?
وَاِنْ تَعُدُّوا نِعْمَةَ اللّٰهِ لَا تُحْصُوهَاۜ اِنَّ اللّٰهَ لَغَفُورٌ رَح۪يمٌ ﴿١٨﴾
18- Allanın nimetlerini saymaya kalksanız sayamazsınız. Şüphesiz ki Allah, çok affeden ve çok merhamet edendir.
Yani, “Eğer siz, ey Mekkeliler, sizin ve herşeyin yaratıcısının Allah olduğunu kabul ediyor (onlar da diğer müşrikler gibi bunu kabul ediyorlardı) ve ona ortak koştuğunuz şeylerden hiçbirinin evrende hiçbir şey yaratmadığına inanıyorsanız, nasıl oluyor da O’nun yarattığı evrende, yaratıcının sıfatlarından birini veya benzerini yaratıklardan birine atfedebiliyorsunuz? Nasıl olur da Allah’ın yarattığı bir evrende yaratıkların hakları ve güçleri yaratıcının hak ve güçlerine eşit olur? Nasıl olur da yaratıcının ve yaratılanların aynı özellik ve niteliklere sahip oldukları veya baba ve oğul ilişkisi içinde oldukları söylenebilir?
“Allah insanlara sayısız nimetler ve lütuflar ihsan eder, buna rağmen insanlar O’na karşı nankör, inançsız ve isyankâr bir tavır takınırlar. O insanları hemen cezalandırmaz, aksine onlara mühlet verir, çünkü (O Rahimdir, Halimdir.)” Bu, hem bireyler hem de toplumlar için geçerlidir. Allah’ın varlığını bile inkâr eden nice insan vardır ki, yine de Allah onlara nimetlerini vermeye devam eder. Bir de sıfatlarında güç ve haklarında O’na ortak koşan, nimetleri nedeniyle O’na değil başkalarına şükreden insanlar vardır, Allah bunlara da nimetlerini bağışlamaya devam eder. O’nu yaratıcıları olarak kabul ettikleri halde O’na isyan eden kimseler de vardır. Fakat Allah tüm bunlara rağmen sayısız nimetlerini fertlere ve toplumlara asırlarca vermeye devam eder.
TEFHİMUL KUR’AN
“Yaratan yaratmayan gibi olur mu?”
Bu soruya sadece tek bir cevap verilebilir: “Hayır ve Asla” bir insan bütün bu varlıkları yaratan ile büyük-küçük hiçbir şeyi yaratamayanı algılayışında ve değerlendirmesinde bir tutabilir mi? “Hiç düşünmüyor musunuz.”
Bunlar bir sayılabilir mi? Burada konu uzun uzadıya hatırlatmaya bile uygun değildir. Çünkü her şey açıktır. Her şey kesinlik kazanmıştır. Bir dizi nimet sergilendikten sonra şöyle bir ilave yapılıyor:
“Eğer Allah’ın nimetlerini sayacak olursanız bitiremezsiniz.”
Allanın, yaratıklarına lütfetmiş olduğu nimetler o kadar çoktur ki onlan saymaya kalksanız asla sayamazsınız. Vücut sıhhati, hayatın devamı için lâzım olan hertürlü gıda maddesi ve barınak imkânı, içerisinde yaşanılmakta olan tabiat şartlan, su, hava ve benzeri nimetler hepsi Allanın lütfudur. Ve bunları saymakla biritmek mümkün değildir. Kulun, bütün bu nimetlere karşı Allaha şükretmesi gerekirken onlara nankörlük etmesi olacak şey midir?
Allah tealanın bütün bu nimetleri yanında bir de af ve merhamat nimeti vardır ki bu da günahkâr bir kul için tutulan ümit kapısıdır.
Bırakın onlara karşı şükretmeyi… Nimetlerin çoğunun insanlar farkında bile değildir. İnsan, elindeki nimetlerin değerini zamanla unutmaktadır. Onların varlığını ancak yitirdiğinde farkedebilmektedir… İşte insanın organik vücudu ve bunun pek çok işlevleri… Bunların ne denli büyük nimetler olduklarını insan ancak hastalandığında anlar. O zaman bir eksiklik hisseder. Zaten eksiklikleri bulunduğundan zayıf olan insanı, Allah’ın bağış ve rahmeti kuşatmıştır:
“Hiç kuşkusuz Allah bağışlayıcıdır, merhametlidir.”
FİZİLALİL KUR’AN