Culani’nin Yoldaşları

Rasthaber –  Heyet Tahrir Şam Lideri Ebu Muhammed el-Colani, Şam’ın ele
geçirilmesi sürecinde kendisiyle hareket eden yabancı uyruklu teröristlere
‘vatandaşlık’ vermeyi planlıyor…

Terör örgütü Heyet Tahrir Şam (HTŞ)’ın lideri “Ebu Muhammed
el-Colani” kod adlı Ahmet Hüseyin el-Şara, Şam’ın ele geçirilmesinde
kendileriyle birlikte hareket eden “yabancı uyruklu savaşçılara” vatandaşlık
vermeyi değerlendirdiklerini söyledi. Şara, önceki gün yaptığı açıklamada,
“Bizimle birlikte savaşan yabancı savaşçılar ödüllendirilmeyi hak ediyor ve
sayıları da çok fazla değil.” dedi.

Birçok ülkenin, topraklarında yaşayanlara 5 yıl süreyle
vatandaşlık verdiğini kaydeden Şara, bu militanlar için de benzer bir
uygulamayı inceleyeceklerini bildirdi. Şara’nın sözleri, Avrasya ülkelerini
doğrudan tehdit edecek cinstendi.

HTŞ, İdlib’i yönettiği dönemde çeşitli yabancı gruplarla
birlikte çalıştı. Bu gruplar, 2011’de savaşın patlak vermesinin ardından
Suriye’ye taşınmıştı. Selefi cihat ve şeraiti bir düzen istediğini söyleyen
yabancı militanlar, esas olarak Suriye’de savaş tecrübesi kazanıp geldikleri
ülkelerde yeni cepheler açmayı planlıyorlar. Hedefteki ülkelerin başında ise
iki ülke var: Rusya ve Çin.

Buna paralel olarak, İdlib’de yabancı teröristlerin
eğitimlerini üstlenen çeşitli özek askeri şirketler (PMC) de ortaya çıktı. Daha
profesyonel görünümlü bu askeri eğitim merkezleri, yıllarca birer cihatçı
laboratuarı olarak çalıştı.

Suriye’deki savaşı Ortadoğu’da bir “pazar” olarak gören bu
merkezler, hala Colani’ye yakın danışmanlık hizmeti veriyorlar. Şimdilerde ise
daha geniş bir pazara hükmetmek için kendilerini “Şam’ın düşmesindeki rolleri”
ile pazarlıyorlar.

İşte o gruplardan bazıları…

XHEMATİ ALBAN

HTŞ ile birlikte hareket eden yabancı unsurların en
popüleri, Balkan kökenli “Xhemati Alban” adlı gruptu. Arnavutluk, Kosova, Kuzey
Makedonya ve Sırbistan’daki Presovo Vadisi’nden toplanan cihatçılarla kurulan
bu örgüt, alışılmışın aksine keskin nişancı, mayın döşeme ve bombalama
eylemleri yürütüyordu. Grubun liderinin Üsküp doğumlu 48 yaşındaki Abdul
Yassari olduğu biliniyor.

“Abu Qatade al-Albani” kod adlı Yassari, HTŞ Lideri
Colani’nin de “yakın danışmanı” olarak niteleniyor.

Ayrıca Xhemati Alban’ın bir de alt grubu sayılabilecek
“Albanian Tactical” birimi bulunuyor. Albanian Tactical da bölgedeki Yurtugh
Tactical ve Muhojir Tactical gibi, paralı askerler için taktik eğitimler
sunuyor. Kendisini daha çok bir cihatçı eğitim merkezi olarak konumlandıran bu
alt grupta yaklaşık 90-100 kişinin çalıştığı değerlendiriliyor.

YURTUGH TACTICAL

Yurtugh Tactical da 2018 yılında Uygur teröristler
tarafından kuruldu. Grup, ana hedeflerinin Çin olduğunu, bu mücadele için
eğitimli savaşçı yetiştirdiğini belirtiyor. Grubun sözcüsü bir röportajında
hedeflerini şöyle sıralıyor: “Birincisi, Uygur halkına askeri bilgi ve uzmanlık
kazandırmak. İkincisi, vatanlarını işgalden kurtarmak için baskıcı Çin
rejimiyle mücadele etmek. Üçüncüsü, egemen Doğu Türkistan devletini kurmak.”

Gelişmiş askeri ekipmanlar kullanan ve sık sık propaganda
videoları paylaşan bu grup, farklı ülkelerdeki gençleri bölgeye çekmede önemli
bir rol üstleniyor.

MUHOJİR TACTİCAL

Muhojir Tactical da İdlib’de cihatçı yetiştiren grupların
başında geliyordu. Grubun öncülü olan Malhama Tactical 2016 yılında kuruldu.
Grupta ağırlıklı olarak Tacik ve Kırgız unsurlar yer alıyor. HTŞ ile ittifakını
bir bağlılık yeminiyle mühürleyen grup, Özbek cihatçılardan oluşan İmam Buhari,
Çeçenlerden oluşan Ecnadu’l Kavkaz, Uygurların liderliğindeki Türkistan İslam
Partisi ve Orta Asya’dan gelen çok sayıda yabancı teröristten oluşan Muhacir ve
Ensar Ordusu gibi gruplarla ittifak halinde. Muhojir Tactical bu gruplara
muharebe eğitimi, silah yapımı ve özel görev dersleri veriyor.

ECDANU’L KAVKAZ

Suriye’deki Kafkas kökenli ve doğrudan El Kaide bağlantılı
grupların yoğunluğu dikkat çekiyor. Çeçenistan Savaşı’nın ardından önce
Türkiye’ye, ardından Suriye’ye taşınan Kafkas militanlar, birden çok grup
altında örgütlendiler.

Eylül 2016’ya kadar bunların en büyüğü Ecnadu’l Kavkaz’dı. Özellikle
kuzey Lazkiye’nin dağlık ve ormanlık alanlarında faaliyet gösteren bu
köktendinci grup, Gürcistan’ın Pankisi Vadisi’nden gelen eski “Kafkasya
Emirliği” savaşçılarından oluşturulmuştu. Daha sonra grup faaliyetlerini
durdursa da, militanları Suriye’de kalmaya devam etti.

BBC’ye konuşan Suriye’deki bir kaynak, Çeçen savaşçıların
neden Suriye’ye geldiğini şu sözlerle açıklıyordu: “Kuzey Kafkasya’da
Suriye’deki gibi eğitim kampları ve kaynaklar yok. Kafkasya hala işgal
altındayken Suriye’de olmamızdan utanıyoruz. Ama gençler burada eğitim aldıktan
sonra geri dönüyor. Bir arkadaşım burada patlayıcı eğitimi aldıktan sonra,
doğrudan dağlara geri döndü.”

Suriye’de “Şişani” sıfatıyla nam salan bir diğer Kafkas grup
ise farklı etnik kökenlerden militanları barındırıyordu. Bu grubun içinde
“Muhacirun ve Ensar Ordusu”, “Cunud el Şam” ve “Ceyş Usra” gibi birimler yer
alıyordu.

Örneğin 2015 yılında Nusra Cephesi’ne biat eden ve 2017
yılında HTŞ’ye entegre edilen Muhacirun ve Ensar Ordusu içinde Dağıstan,
Azerbaycan, Kazakistan ve Ukrayna’dan militanlar bulunuyordu. Örgütün lideri
Ömer Şişani’nin ise tam 5 kez öldürüldüğü iddia edildi.

HTŞ Lideri Colani, bu grubun üyelerini bir dönem cezaevine
attı. Ancak Kiev yönetimi, Halep saldırısı öncesi Colani’nin kapısını çalarak
insansız hava araçları karşılığında Kafkas militanların serbest bırakılmasını
istedi. Kaç kişinin cezaevinden çıkarıldığı, hangi cepheye götürüldüğü şimdilik
bilinmiyor.

Bırakılan isimler içinde ise Müslim el-Şişani ve kardeşi
Musa el-Şişani’nin olabileceği bildiriliyor.

İMAM BUHARİ TUGAYI

Suriye’deki yabancı militanların bir bölümü de Orta Asya
ülkelerinden geliyor. Bunların içinde Özbek, Kırgız, Kazak, Tacik kökenli
kişiler yer alıyor. Özbeklerin tanınan örgütü “İmam Buhari Tugayı”. Afganistan
merkezli bu örgüt, uzun yıllar Selahaddin el-Özbeki tarafından yönetildi.

Özbeki’nin 28 Nisan 2017 tarihinde suikast sonucu
öldürülmesinin ardından örgütün başına Ebu Yusuf el-Muhacir geldi. Suriye’de
Lazkiye/Türkmen Dağı bölgesinde konuşlanan İmam Buhari Tugayı, HTŞ tarafından
düzenlenen birçok saldırıya da iştirak etti. Grubun 400 ila 600 arasında
militana sayısına sahip olduğu düşünülüyor.

Bunun yanında bölgede Özbek-Kırgız karışımı “Tevhid” ve
“Cihad Tugayları” adlı gruplar da olduğu biliniyor. Suriye’de bulunan tahmini
400 Tacik ise çeşitli gruplara dağılmış durumda.

AFGANİSTAN, IRAK, FAS…

El Kaide’den ayrıldığını iddia eden Heyet Tahrir Şam (HTŞ),
esasında bir çatı örgüt olarak kurulmuştu. Ocak 2017’de “Şam’ın Fethi Cephesi”
liderliğinde bir araya gelen Ensar el-Din, Ceyş el-Sunna, Liva el-Hak ve
Nurettin Zengi Hareketi yeni bir çatı örgüt olarak HTŞ’yi ilan etmişti. Bu
örgüte zaman içinde eklenenler ve ayrılanlar oldu.

HTŞ’nin İdlib’i yönettiği dönemde, daha önce Orta Asya’da,
Afganistan’da, Fas’ta ve Irak’ta El Kaide’yle birlikte savaşmış çok sayıda
terörist bölgeye geldi.

Örneğin Tehrik-i Taliban Pakistan da bunlardan biriydi. İşte
bu teröristlerin de hala Suriye’de olduğu değerlendiriliyor. Colani’nin Şam’da
iktidarı ele geçirmesine yardımcı olan bu teröristler, şimdilerde ise vatandaşlık
almayı bekliyor.

İDLİB’E SIĞINAN DEAŞ’LILAR

Bu arada DEAŞ’a da ayrı bir parantez açmak gerekiyor.
ABD’nin kullanışlı bir aparatı olarak dönem dönem sahaya sürmeye çalıştığı
DEAŞ, esas olarak Türkiye’nin operasyonlarıyla bitirildi.

Türk Silahlı Kuvvetleri, yaklaşık 4 bin DEAŞ’lıyı etkisiz
hale getirdiği operasyonları ile örgüte en büyük darbeyi vuran ülke oldu.

Ancak hayatta kalan DEAŞ’lıların bir bölümü, İdlib’e
sığınarak HTŞ içine karışmıştı. Colani’nin yeni vatandaşları içinde bu
unsurların olması bekleniyor.

TÜRKİSTAN İSLAM PARTİSİ

Doğu Türkistan İslam Hareketi (DTİH), Ketibet Türkistani ya
da Suriye’deki ismiyle Türkistan İslam Partisi (TİP), Suriye’deki Suriyeli
olmayan en büyük terör organizasyonlarından biri.

2011 yılından itibaren “Suriye Cihadı” adı altında başta
Afganistan olmak üzere Tayland, Malezya ve Endonezya gibi ülkelerden Suriye’ye
gönderilen Uygur kökenli bu grup, daha çok Suriye’nin kuzeybatısındaki Cisr-el
Sugur ve Cebel Zaviye ormanları ile İdlib merkezde konuşlanmıştı.

5 bine yakın teröristi barındıran örgütün, aileleriyle
birlikte 20 bine yakın kişiyi yönettiği belirtiliyor. Çatışmaların ilk
başladığı dönemden bu yana bölgede varlık gösteren TİP militanları, esas
amaçlarının Çin’i bölmek olduğunu ilan ediyor.

Türkistan İslam Partisi’nin Suriye Teşkilatı Sorumlusu
İbrahim Mansur, 2014’teki bir röportajında Suriye’deki savaşa katılma
sebeplerini şu sözlerle açıklamıştı:

“Birincisi buradaki zulüm gören Suriye halkı, bizim Müslüman
kardeşlerimiz. Onlara cihat ile yardım etmek bizim boynumuza bir farz. Ondan
başka hem Doğu Türkistan’daki zulmü yok etmek ve Türkistan’daki cihadı
güçlendirmek için, Türkistanlı Müslümanlara askeri eğitim vermeye ihtiyacımız
var.

“Askeri talim ve tecrübe toplayıp, düşmanların yanında
boyun eğmemek için fedai mücahit Müslümanların eğitimine ihtiyacımız var. Buna
benzer sebeplerle bizler burada toplandık. Elhamdülillah etraftaki
Müslümanlarla Beşar’a karşı, bir zalime karşı birleşip cihada iştirak ettik. Şu
sebeplerle bizim doğduğumuz Doğu Türkistan’da cihat etmeye çalışıyoruz.”

TİP, HTŞ Lideri Colani’nin en güvendiği grupların başında
geliyor. Hatta Halep operasyonu başladığında Colani, Ortak Operayon Odası’nın
yönetimini bir TİP’li teröriste bıraktı. Colani ile Türkistan İslam Partisi’nin
sözde komutanı Ebu Muhammed arasındaki diyalog ise şöyleydi:

COLANİ: Hepimiz Humus’a ilerliyoruz değil mi? Humus’a mı
yoksa sadece Hama’ya mı?

TİP’Lİ: Humus’a değil Şam’a varacağız inşallah.

COLANİ: Allah’ın izniyle inşallah. İnşallah bunun gibi Doğu
Türkistan’ın kurtuluşunu da göreceğiz. Elde ettiğiniz tecrübeleri ikinci bir
yerde kullanacaksınız inşallah./aydınlık

Başa dön tuşu