Kişisel Verilerin Güvenliği Tehdit Altında

Türkiye’de milyonlarca vatandaşın kişisel verilerinin çalındığı ve satıldığı iddiaları gündemde. Uzmanlar, bu durumun bireysel ve ulusal güvenlik açısından ciddi riskler taşıdığını belirtiyor.
Son günlerde Türkiye’de, kimlik bilgilerinden sağlık kayıtlarına kadar birçok vatandaşın kişisel verisinin çalındığı ve bu verilerin organize yapılar aracılığıyla internette satışa sunulduğu iddiaları kamuoyunda geniş yankı buldu. Bu durum, bireysel gizlilik haklarının ihlalinin yanı sıra devletin güvenlik açıklarını da gözler önüne serdi.
Güvenlik uzmanları, bu verilerin yalnızca sıradan vatandaşlara değil, üst düzey kamu görevlilerine ve istihbarat mensuplarına da ait olduğunu ifade ediyor. Bu durum, çetelerin ve yabancı istihbarat servislerinin bu verilere ulaşma ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor.
Avukat Ferhat Güngör, bu konunun hukuksal boyutunu ele alarak, verilerin çalınmasının kişisel değil, ulusal düzeyde bir tehdit haline geldiğini belirtti. Güngör, Türkiye’de yaşayan herkesin verilerinin fiilen çalındığını ve bu durumun bir milli güvenlik krizi olduğunu vurguladı.
Güngör, sızdırılan bilgilerin yabancı istihbarat servislerinin eline geçmiş olabileceğine dikkat çekerek, bu verilerin dolandırıcılık dışında hedef belirleme ve takip gibi suç faaliyetlerinde de kullanılabileceğini ifade etti. Bu tür bir durumun kabul edilemez olduğunu belirtti.
Türkiye’nin kişisel verileri koruma konusunda geç kaldığını dile getiren Güngör, Avrupa’nın bu alanda daha önce adımlar attığını hatırlattı. Türkiye’nin 2016 yılında yürürlüğe koyduğu Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun günümüz ihtiyaçlarına yeterli olmadığını vurguladı.
Güngör, sosyal medya ve dijital platformların denetlenmesi için dijital bir denetim kurumu kurulması gerektiğini belirtti. Bu tür bir yapı, veri kullanımlarını denetleyerek vatandaşların kişisel verilerini koruyabilir.
Çocukların da bu tehditten etkilendiğini belirten Güngör, sosyal medya platformlarında küçük yaştaki çocukların bilgilerinin kayıt altına alındığını ve bu durumun ileride sorunlara yol açabileceğini ifade etti. Çocukların sosyal medya hesaplarının T.C. kimlik numarası ile açılması gerektiğini savundu.
Ayrıca, bazı meslek gruplarının kişisel verilere ulaşarak menfaat sağladığını belirten Güngör, bu durumun yargının harekete geçmesini gerektirdiğini ifade etti.
Son olarak, kişisel verilerin korunması için KVKK’nın güncellenmesi, yabancı dijital platformlara Türkiye’de merkez kurma zorunluluğu getirilmesi ve sosyal medya hesaplarının kimlik numarası ile açılması gibi önerilerde bulundu. Bu konunun ciddiyetine dikkat çekmek için MİT’in de bu duruma müdahale etmesi gerektiğini vurguladı.