Hizbullah, İsrail işgal Parlamentosu’nun Skandal Oylamasını Kınadı
Hizbullah, İsrail Knesset’inin “Batı Şeria ve Ürdün Vadisi’ne egemenlik dayatma” çağrısında bulunan öneriyi onaylamasını şiddetle eleştirerek, “Bu azgın canavarın serbest bırakılması, onu daha da ileri gitmeye teşvik edecektir” ifadelerini kullandı.
Perşembe günü yayınlanan bir açıklamada Hizbullah, İsrail işgalinin “Batı Şeria, Kudüs veya Filistin ile sınırlı kalmayacağını, planlarının tüm bölgeyi kapsayacağını” vurguladı.
“Hiç kimse bu şeytani projelerden uzak kalmayacak” diyen Hizbullah, Lübnan ve Suriye’deki sürekli saldırılar, toprak işgalleri ve Yemen’e yönelik saldırıların da “bu projelerin bir parçası olduğunu” belirtti.
Açıklamada, “İsrail’in yayılmacı politikaları ve ‘Yahudi halkının tarihi vatanı’ gibi Talmudik hayalleri, Filistin halkına yönelik savaş ve Gazze’deki soykırım, abluka ve aç bırakma politikalarıyla her gün daha da açığa çıkıyor” denildi.
“Sömürgeci Siyonist Projenin Doğasının Yansıması”
Hizbullah, Knesset’in bu kararının “Siyonist işgalci ve yayılmacı projenin doğasını yansıttığını” belirterek, “Bu rejim, Filistin topraklarını işgal etmeye ve gasp etmeye devam ediyor, uluslararası taahhütleri ve anlaşmaları hiçe sayıyor” ifadelerini kullandı.
Açıklamada, İsrail’in bu oylamayla, uluslararası anlaşmaların “yalnızca işgalini genişletmek, yerleşimleri artırmak, Filistin topraklarını Yahudileştirmek ve davayı tamamen bitirmek için bir kılıf olduğunu” kanıtladığı vurgulandı.
Hizbullah, “Filistin halkının yanında olduğunu” bir kez daha teyit ederek, “Bu halk, direnişi ve mücahitlerinin azmiyle tüm Siyonist planları boşa çıkaracaktır” dedi.
Açıklamada, Arap ve İslam ülkelerine, özgür halklara ve dünyadaki tüm vicdan sahibi insanlara, Filistin halkını destekleme ve bu tehlikeli projeleri bozmak için harekete geçme çağrısı yapıldı.
İsrail Knesset’i, dün (Çarşamba) yapılan oylamada, “Batı Şeria ve Ürdün Vadisi’ne İsrail egemenliğinin dayatılması” önerisini 71 “evet” ve 13 “hayır” oyuyla kabul etti. Yasal olarak bağlayıcı olmayan bu öneri, “Batı Şeria ve Ürdün Vadisi’nin Yahudi halkının tarihi vatanının ayrılmaz bir parçası olduğunu” iddia ediyor ve bu “tarihi hakkın” güvence altına alınması için “stratejik adımlar” atılmasını talep ediyor.