Hamas Geri Adım Atmadı, İsrail Kaybetti

Rasthaber – İsrail, Direniş ile ateşkes konusunda anlaşarak Gazze’den
geri çekilmek zorunda kaldı. Aydınlık’a konuşan uzmanlar, İsrail’in neden geri
adım atmak zorunda olduğunu anlattı. Anlaşmanın ayrıntılarını ve gelecekte
Gazze’yi neler beklediğini yorumladılar.
HAMAS’tan yapılan açıklamada, İsrail’in ateşkes anlaşmasının
şartlarına uymaması nedeniyle ortaya çıkan engellerin, arabulucuların
çabalarıyla ortadan kalktığı bildirildi. İsrail’de kabine toplanıp anlaşmayı
onayladı. Gazzeli gazeteci Mohammed Abu-Taqiya ve Yakın Doğu Haber Genel Yayın
Yönetmeni Alptekin Dursunoğlu, yaşanan süreci Aydınlık’a yorumladı. Bugün
varılan anlaşmanın halihazırda 6 Mayıs 2024’teki anlaşmayla aynı talepleri
içerdiğini söyleyen uzmanlar, HAMAS’ın hiçbir şekilde geri adım atmadığını belirtti.
‘HİÇBİR HEDEFİ BAŞARAMADI’
Taqiya, 16 aydır İsrail’in ateşkesten kaçtığını belirterek,
“Bugünlerde varılan anlaşma aslında 6 Mayıs 2024 yılında zaten kabul ettiği
anlaşmadır. Bu Biden’ın teklifiydi. Ama İsrail 16 ay boyunca ABD, Batı’yı
arkasına alarak, Arap devletlerinin sessizliğini kullanarak bitmeyen bir savaş
ve soykırım istedi.” dedi.
“Bu anlaşmayı imzalamalarının sebebi ise İsrail’in
hedeflerine ulaşamamasıdır.” diyen Taqiya, “Hedefler neydi? Esirlerin serbest
bırakılması, HAMAS ve direnişin yok edilmesi, Gazzelilerin topraklarını terk
etmemesi, İsrail kontrolünde bir Gazze yönetiminin oluşturulması. Bunların hiçbiri
sağlanmadı. Bu sahadaki en açık gerçektir.” diye konuştu.
‘TRUMP’IN YAPISI FARKLI’
ABD’deki Biden yönetiminin İsrail’e sınırsız bir destek
verdiğini beliren Taqiya, “Biden hiçbir zaman anlaşmaların hayata geçmesi için
çalışmadı ve sadık olmadı.” dedi. Gazzeli gazeteci, “Netanyahu’ya binlerce
milyar dolar verildi, on binlerce ton mühimmat verildi ve başarısız oldu. Şimdi
Başkan seçilen Donald Trump’ın ise farklı bir yönetim biçimi var. Trump bir
tüccar gibi bakıyor meselelere. Hem sahadaki gerçeklik hem de Trump’ın
gelmesiyle oluşan baskıyla İsrail anlaşmaya yanaştı. Ama bu demek değildir ki
Trump Filistinlileri seviyor. Sadece farklı bir yöntem kullanıyor. Trump
ABD’nin iç meselelerine odaklanmak istiyor.” ifadelerini kullandı.
İSRAİL İÇİNDEKİ İSYANLAR
Bir diğer sebebin İsrail içindeki baskı ve isyan olduğunun
altını çizen Taqiya, son günlere kadar İsrail’in hala asker kaybetmeye devam
ettiğini belirtti. Taqiya şöyle konuştu: “Bu başarısızlıktan dolayı İsrailliler
Netanyahu’ya tepki gösteriyordu.
Son hafta 20’ye yakın subay ve asker öldürüldü. Bunun
dışında esir ailelerinin öfkesi de arttı. İşgalciler arasında yapılan son ankette
insanların yüzde 80’i anlaşmanın yapılmasından ve savaşın durdurulmasından yana
olduğu ortaya çıktı.
Artık onlar bu savaşa dayanamadı. Şu ana kadar yüz bine
yakın işyeri ve şirketin kapatılmasından bahsediliyor. 2 milyondan fazla
işgalcinin İsrail’i terk ettiği ve bunların yüzde 60’ının geri dönmek
istemediği biliniyor.”
‘DİRENİŞİN BABALARI’
Anlaşmaya göre 250’si müebbede çarptırılan 2 bin 500
Filistinli serbest bırakılacak. Taqiya, “Bu 250 esir için İsrail’de şu tabir
kullanılır: Direnişin Babaları. 400’ü ise 15 seneden fazla cezaya çarptırılan
kişiler olacak. 19 yaşının altındaki çocuklar ve kadınların hepsi serbest
bırakılacak. Ayrıca, okul, hastane, evlere düzenlenen baskınlarda esir alınan
yaklaşık bin esir serbest bırakılacak. Bu esirlerin bir kısmı Filistin’de
kalmayacak. 2011’deki ‘Hürlerin Sözü’ takasında olduğu gibi, Suriye, Katar,
Türkiye, Tunus’a gönderilebilir.” ifadelerini kullandı.
‘HAZİNE ESİRLER’
İsrail’den ise ilk aşamada 33 kişinin serbest bırakılacağını
belirten Taqiya, “Bunların arasında İsrail’in operasyonlarında ölenler de var.
Yani 33 kişinin tamamı canlı değil.” dedi. İkinci aşama içinde yaklaşık 70
esirin İsrail’e teslim edileceğini söyleyen Taqiya, “Bunlar ise ‘hazine
esirler.’ Yani içerisinde önemli istihbaratçıların, üst düzey askerlerin olduğu
grup. Birinci aşamanın 16.gününde ikinci aşamanın hazırlıkları için görüşmeler
başlayacak.” dilgisini verdi.
‘ÇİN BİZE ALTIN BİR FIRSAT SUNMUŞTU’
Gazze’de kurulacak siyasi yapıyla ilgili de konuşan Taqiya,
“Orada sadece HAMAS yok, birçok direniş örgütü var. Abbas yönetimi dışında her
yapı orada. Bu örgütlerin, yeni yönetim için en büyük şartı, Filistinlilerin
karar verip yönettiği bir yapı oluşturulması.” açıklamasını yaptı. Bu temelde,
direniş ve özellikle HAMAS’ın bu konuda adımlar atmaya çalıştığını belirten
Taqiya, “Ama bu adımlar Mahmud Abbas tarafından engellendi. Bu aşamaların en
önemlisi, Çin’de yapılan anlaşma. Orada ulusal bir hükümetin kurulması için bir
mutabakata varıldı fakat Abbas buna engel oldu. Altın bir fırsat vardı önümüzde,
Çin ile HAMAS arasındaki diyalog çok iyiydi. Abbas Çin’e gidecekti fakat ABD
tarafından baskı gördü ve kendisi adına başka bir isim gönderdi. Abbas yönetimi
orada yapılan anlaşmanın hiçbirine uymadı. Çin’in verdiği sözler çok önemliydi.
Ekonomik ve siyasi olarak Çin, destek sözü verdi. Çinli yöneticiler, savaş
biter bitmez evsiz kalanların hepsine bir ay içinde evler vereceğini söyledi.
Pekin, ABD’nin baskılarına karşı ulusal hükümeti desteklemek adına bir cephe
oluşturacaklarını da belirtti. Fakat Abbas, ABD ve İsrail’in istekleri
doğrultusunda bunların hepsini reddetti ve tek başına yönetmeye karar verdi.”
ifadelerini kullandı.
DESTEK HEYETİ
Taqiya, Mısır’ın da Gazze’deki insani işlerin yürütülmesi
için Batı Şeria’daki yönetime bağlı fakat Gazze’deki gruplarında içinde olduğu
bir destek heyeti oluşturulmasını teklif ettiğini söyledi. Bütün direniş
gruplarının bunu kabul ettiğini belirten Taqiya Abbas’ın bunu da reddettiğini
açıkladı. Fakat Gazzeli gazeteci, Mısır’ın önerdiği destek heyetinin, Abbas
olsa da olmasa da oluşturulacağını söyledi. Taqiya, HAMAS’ın varlığının
Gazze’de devam edeceğini ve insanların güvenliğini sağlayacak tarafın da HAMAS
ve oradaki direniş örgütlerinin olacağını belirtti.
‘BARİZ ŞEKİLDE GERİ ADIM ATTILAR’
Yakın Doğu Haber’in Genel Yayın Yönetmeni Alptekin
Dursunoğlu da yapılan son anlaşmanın açıkça İsrail’in başarısızlığının bir
sonucu olduğunu söyledi. Netanyahu’nun 7 Ekim’den beri “HAMAS’ı bitireceğiz,
Gazze’yi kontrol edeceğiz” ısrarının ardından işgal ordusunun Gazze’den
çekilmek zorunda kaldığını belirten Dursunoğlu, “Burada tamamen İsrail’in bir
geri adımı var. Trump’ın Başkan olmasından sonra ‘Trump’la yeni bir şey
kurabilir miyiz?’ gibi bazı düşünceler de var. İsrail içerisindeki itirazlara
‘biz şimdi bunu yapalım Trump geldikten sonra Trump’ı yeni bir savaş için ikna
edebiliriz’ deniyor.” değerlendirmesinde bulundu.
‘PEKİN AĞIRLIĞINI KOYARSA ÇOK OLUMLU OLUR’
Gazze’de ileriye dönük nasıl bir yönetimin olabileceğine
dair de konuşan Dursunoğlu, “Daha önce Abbas yönetimiyle birlikte Gazze’de
ortak bir yönetimin oluşmasıyla ilgili prensipte anlaşılmıştı. Tabi Abbas’ın
İsraillilere güvenlik hizmeti vermekten başka bir şeyi yok. Fakat Filistin
liderliğinin bölünmüş olması da Filistin açısından kötü bir durumdu. Belki bu
yönüyle orada ortak, tek başlı bir yönetimin kurulmasına vesile olur. Tabi bu
bizim temennimiz fakat İsrail ve ABD de bunun olmaması için elinden geleni
yapacaktır. İsrail ve ABD başarılı olsaydı zaten orada kendi kontrolünde bir
yönetim kuracaklardı. Fakat şimdiki durum farklı. Çin daha önce El-Fetih ile
HAMAS’ı bir araya getirerek bir süreç başlatmıştı. Eğer Çin yine bu konuda
ağırlığını koyar ve garantör olursa bence çok olumlu bir durum ortaya çıkar.”
yorumunu yaptı.
‘NETANYAHU’YU ZOR GÜNLER BEKLİYOR’
Dursunoğlu ateşkes sonrasında Netanyahu için baskının
artacağını belirtti. Netanyahu’nun birçok sorunu olduğunu belirten Dursunoğlu,
“Savaşın bu kadar sürmesinin sebepleri arasında Netanyahu’nun bu sorunları
vardı. Yolsuzluk dosyaları, 7 Ekim saldırısı, yürütülen işgaldeki başarısızlıklar…
Hepsiyle karşı karşıya gelecek.” dedi. Daha önce Netanyahu’nun tutuklanmasının
gündemde olduğunu belirten Dursunoğlu, “Bu süreçten sonra İsrail içerisinde
birçok çelişki öne çıkacak. Örneğin, aşırıcı kesimler, siyonistler Netanyahu’yu
‘bu anlaşma HAMAS’a teslim olmaktır’ diye eleştiriyor. Bununla birlikte
Netanyahu’ya muhalefet eden kesimin eylemleri var. Netanyahu’nun hesap
vermesini isteyen iki taraf var. Varoluşsal bir savaş diye İsrail toplumunu
kanalize etti ama sonuç olarak bir başarısızlık yaşadı. Bu başarısızlıkların
hepsi Netanyahu’nun önüne koyulacak. Tüm bu tartışmalar İsrail’de bir çatışmaya
neden olacak, ileride bunun göreceğiz.” ifadelerini kullandı/aydınlık