ABD Üniversitelerinde Filistin Yanlısı Soruşturmalar Artıyor

ABD’deki üniversitelerde, Gazze’deki çatışmalar sonrası antisemitizm iddialarına yönelik soruşturmalar önemli bir artış gösterdi.
Gazze’de 7 Ekim 2023’te başlayan çatışmaların ardından, ABD üniversitelerinde antisemitizm iddialarına ilişkin soruşturmaların sayısında dikkat çekici bir artış gözlemlendi.
2023 yılının son iki ayında başlatılan federal soruşturmaların sayısı, önceki yirmi yılı aşarak rekor kırdı. Orta Doğu Çalışmaları Derneği ve Amerikan Üniversite Profesörleri Derneği tarafından hazırlanan bir rapor, 1964 tarihli Sivil Haklar Yasası’nın ifade özgürlüğünü kısıtlamak için kullanıldığını ortaya koydu.
Bu yasa, eğitim kurumlarında ayrımcılığı önlemeyi amaçlarken, son yıllarda özellikle Filistin yanlısı faaliyetleri hedef almak için kullanıldığı ifade edildi.
Rapora göre, Biden yönetimi döneminde bu yasa, üniversitelerdeki Filistin yanlısı protestoları bastırmak için bir araç haline geldi. Önceki Trump yönetimi döneminde ise aynı yasa, üniversiteleri ideolojik baskılarla yönlendirmek için kullanıldı.
Orta Doğu Çalışmaları Derneği Başkanı Aslı Bali, “1964 Yasası artık ırksal ayrımcılıkla mücadele için değil, yükseköğretimi sağcı politik hedeflere göre yeniden şekillendirmek için kullanılıyor,” dedi.
2004’ten bu yana 89 üniversite hakkında antisemitizm iddialarıyla 126 ayrı soruşturma başlatıldığı belirtiliyor. 2024 yılı için en az 39 yeni dosya açıldığı ve bu sayının Eylül 2025 itibarıyla 70’e yaklaşması bekleniyor.
Biden yönetiminin son yılında antisemitizm iddialarına yönelik soruşturmalar, diğer ayrımcılık türlerinin toplamını iki katına çıkardı. Trump döneminde ise “ırk temelli ayrımcılık” soruşturmalarının neredeyse tamamen durduğu kaydedildi.
Raporda yer alan örnekler, ABD kampüslerindeki derin kutuplaşmayı gözler önüne seriyor. Bazı şikâyetlerin delilsiz olduğu ve siyasi görüşleri cezalandırmaya yönelik olduğu ifade ediliyor.
Chicago Üniversitesi’nden Prof. Darryl Li, bazı başvuruları “YouTube yorumları seviyesinde” olarak nitelendirerek, “Hükümet, siyasi söylemi ayrımcılıkla eş tutarak ifade özgürlüğünü kısıtlıyor,” dedi.
Antisemitizm tanımının belirsizliği süreci daha karmaşık hale getiriyor. Rapora göre, incelenen 102 şikâyetten sadece biri, doğrudan Yahudi karşıtı bir olayı içeriyor.
Ancak işgal yanlısı kuruluşlar, 6. madde kapsamındaki şikâyetlerin yüzde 78’ini oluşturuyor. “StandWithUs” örgütü ve muhafazakâr kampüs platformları, yüzlerce başvuru yaparak çok sayıda soruşturmanın açılmasına katkı sağladı.
Eğitim Bakanlığı’ndan eski yetkili Arthur Coleman, hükümetin üniversitelere yasal savunma hakkı tanımadan fon kesintisine gitmesinin sorunlu olduğunu belirtti. Yine de kurumların, siyasi baskılar altında kendi iç soruşturmalarını başlattığı kaydedildi.
Federal yönetim, “antisemitizmle mücadele” adı altında çok kurumlu bir özel birim kurdu. Ancak bakanlığın personel sayısının yarıya indiği ve 12 bölge ofisinden 7’sinin kapatıldığı bildirildi.