BANKA FAİZİ HELÂLDİR DİYEN BELA İLAHİYATÇILAR

Riba /faiz  Allah’a ve Elçisi’ne savaş açma olan büyük bir günahtır.  İslam Toplumu’nda kültürel savaş açılması ve sosyo ekonomik dengeleri bozma (İfsad  Fi’l- Erz) olarak cezalandırılması gereken günah nitelikli azim bir suçtur.

https://www.alirizademircan.com.tr/kuran-hukukunda-faizcilere-ceza-var-midir-4-504h.html

Faiz paraları / malları sömürüdür, emilen kandır. İnsanları fakirleştirmedir. Ferdi mülkiyete konu edilemeyeceği için  zekât da tahakkuk ettirilemez. Meşru/helâl görülerek uygulanması Cehennem’e atılmadır. (Bakara 275)

RİBA/FAİZ HARAMDIR

“…Allah alış verişi helâl ribayı/faizi haram kılmıştır…”

Bakara 279 ve Rum 39 ayetleriyle de işret buyrulduğu üzere haram kılınan “Riba, insanlar tarafından değer biçilen her hangi bir şeyi, belirlenen bir süre için verdikten sonra geri alırken şart kılınan fazlalıktır / sağlanan ilavedir.

Haram olan Riba kayıp riski taşımayan ana para/mal için alınan bu fazlalıktır.

Zekât konusu olan mallar Riba’ya yani faize konu olabilir. (Rum 39)

Tarihi dönemlerde altın gümüş ve her türlü sanayi ve tarım ürünleri maldı/paraydı  ve Riba’ya konuydu. Bir diğer anlatımla alış verişe konu mallar aynı zamanda paraydı / takas unsuruydu.

Zamanımızda “Borca ve faize dayalı ekonomik sistemlerde” milyonlar madeni, kağıt ve dijital parayı ve de bilgiyi alıp satıyorlar veya kiralıyorlar.

Dolayısıyla Riba -her ne ise- verileni geri alırken belirlenen süre için şart koşularak sağlanan ilavedir.

HARAM OLAN NAKİL İŞLEMİ DEĞİL ALINAN FAZLALIKTIR

Bankacılık işlemleriyle veya kargo sistemiyle  tedavülde olan bir parayı ücret karşılığında kişiden kişiye veya kurumdan kuruma  aktarımı helâldir.

Haram olan, altın – gümüş ve mal cinsinden  olan  veya olmayan tedavüldeki herhangi  bir parayı/değeri bir süre karşılığında fazlalığı ile geri alma işlemidir. 

Bir bankanın veya parasal işlem yapan bir kişi veya kurumun verdiği 10  lirayı bir süre sonra  12 veya 15 olarak geri alması Riba’nın yani haram kılınanın faizin ta kendisidir.

Faiz işleminin, üretim  veya ihtiyaçları doğrudan sömürü amaçlı olup olmaması önemli değildir.

Mesele işin özüdür; ana para üzerine olan fazlalıktır.

DEĞİŞİK ÖRNEKLER

Mesela hırsızlık haramdır ve hırsızlık koruma altındaki değişik türlerden fiziki bir malın gizlice çalınmasıydı. Şimdilerde kişi veya kişilerin yaptığı ve koruma altına alınan ekonomik yönden çok çok değerli Ar-Ge çalışmaları ve henüz basılmamış Telif kitapların çalınmasının hırsızlık olmadığı ileri sürülebilir mi?

Zina evlilik dışı cinsel ilişkidir ve haramdır. Evlilik gibi nafaka ve miras sorumluluğu doğurmayan ama toplumun bildiği nikahsız birliktelikler helâl görülebilir mi?

Haram olan, sarhoşluk verici içkilerin bütünü anlamına Hamr’dır. Daha önce bilinmeyip günümüzde üretilen ve çoğu sarhoşluk veren içkilerin  helâl  olduğu söylenebilir mi?

Bir tarafın kazanıp diğer taraf veya taraflarını kaybettiği işlemlerin kumar olmadığı iddia edilebilir mi?

Ribada/faizde önemli oran bir süre karşılığında -az da olsa- verilenin üstünde alınan fazlalıktır. Günümüzde yüzde ellilere varan banka faizinin haramlığında şüphe, akıl tutulmasıdır ve  bir iman sorunudur.

 

GAFLET VEYA SATILMIŞLIK

Kapitalizmin egemen olduğu bütün dünya devletleri ve  tüm dünya ekonomistleri Bankacılıkta ana para üzerinde alınan ve verileni faiz olarak tanımlar ve  bu tanım  İslami literatürle de örtüşürken  “Banka faizleri  helaldir” diyen ilahiyatçılar, fahişeyi iffet abidesi gören ruhları tutsak uşaklar değil de nedir?

Üstelik genelde insanlığın ve milletimizin kanı bu şekilde bankacılık sistemiyle emilir, insanlar fakirliğe gömülürken   ve özelde yüzde ellilere varan  faizle ekonomimiz çöküş yaşar ve devletimizin ödediği faizler borçlarını aşarken bu sömürü körlülüğü nifak dışında ne ile izah edilebilir?

İLAHİYATÇILARIN GÖREVİ

İslam ilahiyatçılarının görevi haramları helâlleştirmek değildir. Faize karşı kültürel savaş açmaktır.

Faizin ekonomik bir zulüm ve kitleleri sömürü aracı olduğunu açıklamaktır. Propaganda edilenin aksine ekonomik kalkınmayı engellediği ve hayatı sabit gelirliler aleyhine çekilemez hale getirdiğini bilimsel bir dille ifade etmektir ve de uğratacağı Cehennem azabını dile getirmektir.

Bunun yanısıra faizin alternatifi olan şirketleşmeye ve etkin denetimli  borsacılığa teşvikler yapmaktır.

Bu çalışmaları da sürekli ve toplumumuzun her kesimine yönlendirmektir.

Hulasa ilahiyatçıların görevi faizi yaygınlaştırmak değil toplumumuzu faiz belasından kurtarmaktır.

Sözü, Peygamberimizin faiz ile ilgili yaşanacak karanlık dönemlere işaret eden bir hadisi ile  bağlayalım:

Bir dönem gelecek faiz bütün insanları/toplumları kuşatacak.

-Ya Rasûlallah, tüm insanları mı?

-Evet, tüm insanları, faizden kaçınanları da faizin tozları bürüyecek. (Nesai Buyü’ 2)

ALİ RIZA DEMİRCAN

İSLAMİ HABER “MİRAT”  YOUTUBE

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

Başa dön tuşu