Kur’an’a İnanmayanların Üzerine Düşülen Üzüntü

Kur’an’a inanmayanların tavrı, Peygamber’in derin bir üzüntü hissetmesine neden olmuştur. Bu durum, onun insanlara ulaşma çabasını etkilemiştir.

Peygamberimize, soydaşlarının Kur’an’ı yalanlamaları ve doğru yola girmemeleri nedeniyle bir hitap yöneltilmektedir. Bu hitap, onun bu duruma karşı duyduğu üzüntüyü ifade etmektedir.

Kur’an’a inanmadıkları takdirde, Peygamber’in kendini helâk etme noktasına gelebileceği belirtilmektedir. Ancak, bu durumda insanların kendi halleriyle baş başa bırakılması gerektiği vurgulanmaktadır.

Peygamber’in üzüntüsünün asıl sebebi, kavminin sapkınlık ve ahlaki bozukluklarıdır. O, kavminin bu inatçı tavrının sonunda helâk olmalarına ve Allah’ın azabına uğramalarına neden olabileceğinden endişe duymaktadır. Bu nedenle, onları kurtarmak için sürekli çaba göstermektedir.

Peygamber, bir hadisinde, insanların ateşe düşmekte olduğunu ve onları bu durumdan kurtarmaya çalıştığını ifade etmektedir. Ancak, insanlar onun çabalarına karşı gelmektedir.

Bizler de, bu âyetleri duyurarak insanların dirilişine katkıda bulunmak için elimizden geleni yapmalıyız. Ancak, insanların bu konuda istenilen noktaya gelmemesi nedeniyle kendimizi kahretmemeliyiz. Bizim görevimiz anlatmak ve duyurmaktır.

İnsanların Allah’a ve O’nun âyetlerine karşı kayıtsız kalmaları, Peygamber’in en büyük üzüntü kaynağı olmuştur. O, çevresindeki insanların cehenneme doğru gidişini görmekte ve bu durumdan derin bir üzüntü duymaktadır.

Rabbimiz, yeryüzünde kâfirlerin varlığını bilmektedir. Bu, yeryüzünde ne olursa olsun, bazı insanların cehenneme gidebileceği gerçeğini ortaya koymaktadır.

Başa dön tuşu